Ockhamlı William (yaklaşık 1287 – 1347), İngiliz Fransisken keşişi, filozof ve mantıkçı olup, Orta Çağ düşüncesinin en önemli figürlerinden biridir. Özellikle epistemoloji, mantık, teoloji ve siyaset felsefesi alanlarındaki çalışmalarıyla tanınır. "Ockham'ın Usturası" olarak bilinen prensibiyle ün kazanmıştır.
Doğum yeri ve tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Surrey'deki Ockham köyünde doğduğu ve yaklaşık olarak 1287 yılında doğduğu tahmin edilmektedir. Fransisken tarikatına katılmış ve Oxford Üniversitesi'nde eğitim almıştır. Ancak, hiçbir zaman tam anlamıyla profesör unvanını alamamıştır.
Öğretileri, özellikle Aquinalı Thomas'ın düşüncesine eleştirel yaklaşımı nedeniyle, bazı teologlar tarafından tartışmalı bulunmuştur. Bu nedenle 1324'te Avignon'a çağrılmış ve sapkınlıkla suçlanmıştır.
Papa XXII. John'un yoksullukla ilgili politikalarına karşı çıkarak, Fransisken tarikatının öğretileriyle çeliştiğini savunmuştur. Bu nedenle 1328'de Avignon'dan kaçarak Kutsal Roma İmparatoru IV. Ludwig'in himayesine sığınmıştır. Münih'te yaşamış ve 1347'de kara ölüm salgını sırasında ölmüştür.
Ockhamlı William'ın felsefesi, nominalizm olarak bilinen düşünce akımının önemli bir temsilcisidir. Nominalizm, evrensel kavramların gerçek olmadığını, sadece zihinde var olan isimler veya etiketler olduğunu savunur. Bu görüş, realizm olarak bilinen, evrensel kavramların gerçek varlıklar olduğunu savunan felsefi pozisyona karşıttır.
Ockham'ın Usturası (Occam's Razor): En ünlü katkısı, "Ockham'ın Usturası" olarak bilinen prensip'tir. Bu prensibe göre, bir olguyu açıklamak için mümkün olan en basit açıklama tercih edilmelidir. Yani, gereksiz varsayımlardan kaçınılmalıdır. Daha karmaşık açıklamalar yerine, daha az varsayımla aynı sonucu veren açıklamalar daha doğrudur. Bu prensip, bilimsel metodolojide ve problem çözmede yaygın olarak kullanılmaktadır.
Epistemoloji: Ockham, bilginin kaynağının deneyim olduğunu savunmuştur. Akıl, duyusal deneyimler yoluyla elde edilen verileri işler ve anlamlandırır. Aquinalı Thomas'ın aksine, Ockham, akıl ve inanç arasında kesin bir ayrım yapmıştır. Teoloji'nin alanının, akıl yoluyla kanıtlanamayan, ancak inanç yoluyla kabul edilen dogmalar olduğunu belirtmiştir.
Mantık: Ockham, mantık alanında da önemli çalışmalar yapmıştır. Özellikle önerme mantığı ve terim mantığı konularında derinlemesine analizler yapmıştır.
Siyaset Felsefesi: Ockham, siyaset felsefesi alanında da etkili olmuştur. Kilisenin dünyevi otorite üzerindeki iddialarına karşı çıkmış ve devletin bağımsızlığını savunmuştur. Papa'nın yetkilerinin sınırlandırılması gerektiğini ve hükümdarların yetkilerinin halktan kaynaklandığını ileri sürmüştür.
Ockhamlı William'ın felsefesi, Orta Çağ ve Rönesans düşüncesi üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Nominalizm akımının gelişmesine katkıda bulunmuş, bilimsel devrim'in temellerini atmıştır. "Ockham'ın Usturası" prensibi, bilimsel metodoloji'nin vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Ayrıca, siyaset felsefesi alanındaki görüşleri, modern demokrasi anlayışının gelişimine katkıda bulunmuştur.
Bu eserler, Ockham'ın felsefi ve teolojik görüşlerini ayrıntılı olarak ortaya koymaktadır. Özellikle Summa Logicae, mantık alanındaki önemli bir başyapıt olarak kabul edilir.